80'ler ve 90'lar Pop Müziğinin Gerçekten Kaliteli Olması
Ülkemiz de bulunan pop müziğe karşı her zaman bir ön yargı olmuştur. Genel de çok popüler bir şey sevilmediği için bu ön yargı oluşur. Aslında bir açıdan haklılık payı yok değil. Çünkü popüler olan şeyler, yüzeysel, klişe ve sıradan şeyler oluyor. Bunun 2000’li yıllardan sonra kazanılan yeni bir kavram olduğunu düşünüyorum. Geçmişte popüler şeylerin çok da kalitesiz olmadığı Kanaat’ındayım. Aslında kaliteyi belirleyen parametrelere de bakmak gerekiyor. Daha doğrusu bir şeyin iyi, kaliteli olduğunu ne belirler? Ancak bu konu çok uzun sürecek ve izah edilecek konunun dışına çıkılacaktır. Sözün özü popüler olan şey her zaman kötü olacak diye bir şey yok.
Aslında bu, bilinçli dinleyiciler için zaten öyle değil. Toplumun geneli böyle sığ bir düşünceye sahip.
80'ler ve 90'lar Pop Müziği Neden İyi?
Hiç uzatmadan söyleyeyim, bence gerçekten çok kaliteli. Bana göre bu kaliteyi belirleyen parametreler, zamanının normlarına göre armoni sistemi ve aranje sistemini kullanmaları. Amerikan 80’ler ve 90’lar popunu dinlediğim de Türk popunun ne kadar çok beslendiğini anlayabiliyorum. Dolayısıyla zamanının Türk popun da gerçekten ulaşılmak istenen bir hedef ve bunun için kullanılan yapılar varmış.
Örneğin davul çalımları. Zamanın da kullanılan Trampetler gerçekten harika. Bu Sezen Aksu şarkılarında, Bryan Adams şarkılarında ya George Michael şarkılarında da var. Bu beni gerçekten çok çekiyor. Ya da armoni yapısı. Onno Tunç'tan örnek verelim. İnanılmaz keyifli bir armoni yapısı kullanıyor. Tamamen evrensel. Makamsal bir melodi var diyelim, ona bile harika ve evrensel armoniler yazıyor. Belirleyici bir özelliği ise küçük motifler. Ezginin altına gelen harika 2-3 notadan oluşan motifler var. Bu motifleri Amerikan popunda da duydum. Dolayısıyla üzerine düşünülmüş, düzenlenmiş müzikleri çıkıyordu. Bir örnek vermek istiyorum. Sezen Aksu bir röportajında Onno Tunç’un sabahlara kadar Klasik Armoni analizi yaptığını söylemişti. O dönemin insanları ne kadar kaliteli insanlardan çıkan müzikler dinliyormuş. Bir düşünün. Bu bütün toplumu etkileyen bir şey aslında. Sürekli çok seslilik. İnanılmaz.
Dolayısıyla Türk popu eskiden çok kaliteli ve keyifliydi. Bu bence bir gerçek. Pop müziği beğenmeyenlerin de kabul etmesi gereken bir gerçek bence. Ki ben hiç dinlemezdim. Ancak içine girince işler başka bir boyuta gidiyor. Daha onlarca sayamadığım sanatçı, müzisyen ve aranjör var. Bu insanlar Türk müzik tarihine yön vermiş insanlar.
Ülkemiz de bulunan pop müziğe karşı her zaman bir ön yargı olmuştur. Genel de çok popüler bir şey sevilmediği için bu ön yargı oluşur. Aslında bir açıdan haklılık payı yok değil. Çünkü popüler olan şeyler, yüzeysel, klişe ve sıradan şeyler oluyor. Bunun 2000’li yıllardan sonra kazanılan yeni bir kavram olduğunu düşünüyorum. Geçmişte popüler şeylerin çok da kalitesiz olmadığı Kanaat’ındayım. Aslında kaliteyi belirleyen parametrelere de bakmak gerekiyor. Daha doğrusu bir şeyin iyi, kaliteli olduğunu ne belirler? Ancak bu konu çok uzun sürecek ve izah edilecek konunun dışına çıkılacaktır. Sözün özü popüler olan şey her zaman kötü olacak diye bir şey yok.
Aslında bu, bilinçli dinleyiciler için zaten öyle değil. Toplumun geneli böyle sığ bir düşünceye sahip.
80'ler ve 90'lar Pop Müziği Neden İyi?
Hiç uzatmadan söyleyeyim, bence gerçekten çok kaliteli. Bana göre bu kaliteyi belirleyen parametreler, zamanının normlarına göre armoni sistemi ve aranje sistemini kullanmaları. Amerikan 80’ler ve 90’lar popunu dinlediğim de Türk popunun ne kadar çok beslendiğini anlayabiliyorum. Dolayısıyla zamanının Türk popun da gerçekten ulaşılmak istenen bir hedef ve bunun için kullanılan yapılar varmış.
Örneğin davul çalımları. Zamanın da kullanılan Trampetler gerçekten harika. Bu Sezen Aksu şarkılarında, Bryan Adams şarkılarında ya George Michael şarkılarında da var. Bu beni gerçekten çok çekiyor. Ya da armoni yapısı. Onno Tunç'tan örnek verelim. İnanılmaz keyifli bir armoni yapısı kullanıyor. Tamamen evrensel. Makamsal bir melodi var diyelim, ona bile harika ve evrensel armoniler yazıyor. Belirleyici bir özelliği ise küçük motifler. Ezginin altına gelen harika 2-3 notadan oluşan motifler var. Bu motifleri Amerikan popunda da duydum. Dolayısıyla üzerine düşünülmüş, düzenlenmiş müzikleri çıkıyordu. Bir örnek vermek istiyorum. Sezen Aksu bir röportajında Onno Tunç’un sabahlara kadar Klasik Armoni analizi yaptığını söylemişti. O dönemin insanları ne kadar kaliteli insanlardan çıkan müzikler dinliyormuş. Bir düşünün. Bu bütün toplumu etkileyen bir şey aslında. Sürekli çok seslilik. İnanılmaz.
Dolayısıyla Türk popu eskiden çok kaliteli ve keyifliydi. Bu bence bir gerçek. Pop müziği beğenmeyenlerin de kabul etmesi gereken bir gerçek bence. Ki ben hiç dinlemezdim. Ancak içine girince işler başka bir boyuta gidiyor. Daha onlarca sayamadığım sanatçı, müzisyen ve aranjör var. Bu insanlar Türk müzik tarihine yön vermiş insanlar.